10 Kasım 2017 Cuma

Ayın Yönetmeni - Deepa Metha #Ekim

Ekim ayında aslında hiç de aklımda olmayan bir yönetmene yer vermek istedim: Hint asıllı Kanadalı yönetmen Deepa Metha. Kanada Film Günleri sebebiyle İstanbul Modern'de Deepa Metha filmleri gösterileceğini öğrendiğim için bu ayı da ona ayırmak istedim. Kendisi bir filmden önce kısa bir süre aramızda olduğu için de fazlasıyla mutluyum. Fakat kendisiyle yapılan söyleşiye katılamadığım için ise üzgünüm.

Deepa Metha ne kadar Kanada'da yaşasa da filmlerinde Hindistan'dan ve Hindistan kültüründen bahsetmeden yapamıyor. Ayrıca bu filmleri yapabilmesine sebep olan ülkenin Kanada olduğunun altını çizerek bu tarafı da asla es geçmiyor. Filmlerinde genelde kadın ve çocukların yaşadıkları zorlukları ve  eski ve kötü gelenekleri anlatarak bir toplum eleştirisi yapmaktadır. Bu sebeple de filmleri defalarca zorluklarla karşı karşıya kalmış. Mesela Water (Su) filminin çekimi 5 yıl uzamış ve başka ülkede çekimleri tamamlamak zorunda kalmışlar. Ama o bunları yaşadıkça hikayelerini anlatmaya da devam edecek elbette.

Deepa Metha'nın en bilinen filmleri Element Üçlemesi. İlk film Fire (Ateş) Hindistan sinemasındaki ilk lezbiyen temalı film olarak anılıyor. Bu sebeple de gösterildiği dönem sinema salonları basılmış ve hatta yakılmış. Aslında yönetmenin filmlerinde anlatmak istediği şeyler başına gelmiş hep. Eleştirdiği şeylerin bu şekilde tepki alıyor oluşu herhalde kendi kendini motive eden durum olsa gerek. Earth (Toprak) filmi ise Hindistan ve Pakistan'ın bölünme sürecini anlatıyor. Farklı din ve düşüncelere sahip olmalarına rağmen birlikte olan bir arkadaş grubu, mevcut havadan etkilenmeyeceklerini düşünmektedirler. Fakat durum öyle olmuyor. Sıkıntılı geçen bu süreç herkesin hayatını değiştiriyor. 

Element Üçlemesinin son filmi ise Water (Su). Film, Kanada'nın en iyi yabancı film Oscar adayı olmuş. 8 yaşında evlenip dul kalan bir kızın gözünden Hindistan'daki dul kadınlara bakış açılarını eleştirmiş Metha. Dul kalan kadınlar sadece dul kadınların olduğu bir eve gönderiliyor ve hayatlarının sonuna kadar hem orada kalmak zorunda aklıyorlar hem de hiçbir zaman tekrar evlenemiyorlar. Filmin çekimleri 2000 yılında başlanmış olsa da 2005 yılında anca bitiyor. Deepa Mehta her şeye rağmen bu filmi çekmeyi başarıyor. Benim ise ona ait izlediğim en iyi film olduğunu söylemem gerekiyor burada tabi.

Heaven On Earth (Yeryüzü Cenneti) ise daha önce hiç görmediği biriyle evlenmek için Kanada'ya giden bir kadının hikayesini anlatıyor. İlk başta her şey güzel gibi görünse de kocasından şiddet ve ailesinden baskı görmeye başlayınca her şey değişiyor. Ailesinin onu geri kabul etmeyeceğini düşündüğü için orada kalmak zorunda da kalıyor. Çalıştığı yerdeki bir kadının yönlendirmesiyle de farklı şekillerde çıkış yolu arayışına giriyor. 

Yönetmenin izlediğim son filmi ise Midnight's Children (Geceyarısı Çocukları). Yine anlattığı hikayenin arka planında bir Hindistan hikayesi gizlemiş Metha. Hindistan'ın bağımsızlığından, Pakistan ile olan savaşa kadar bir çok konuya değinmiş yine. Sanırım yönetmenin en sevdiğim yanı da bu oldu işte. Filmleri izlerken bir yandan da Hindistan tarihi hakkında araştırma ve bilgi edinme fırsatı buldum. Bana bu merakı veren şeyler bu filmler oldu. Deepa Metha'nın genel Hint filmlerinin tarzı dışında bir anlatım tarzı olması da onu sevmeme sebep oldu. Bir sonraki filmini merakla bekliyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder